Anlayan
Sorunu sor hemen cevaplansın.
anlayan teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- conceptual
- knowing
- appreciative
- conceptive
- familiar
- bosoms
- anla
- found out
Tom found out later that the woman he met in the park was Mary.
-Tom daha sonra parkta karşılaştığı kadının Mary olduğunu anladı.
Tom just found out that he has to move to Boston.
-Tom Boston'a taşınmak zorunda olduğunu anladı.
- anla
- find out
Tom didn't find out he had been adopted until he was thirteen.
-Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
You'll get into trouble if your parents find out.
-Ailen anlarsa başın belaya girer.
- zor anlayan
- slow
- zor anlayan
- slowwitted
- anla
- {f} understanding
Understanding you is really very hard.
-Seni anlamak gerçekten çok zor.
This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
-Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- anla
- made sense of
- anla
- make out
I couldn't make out what he wanted to say.
-Onun ne demek istediğini anlayamadım.
I could hardly make out what she said.
-Söylediği şeyi zorla anlayabildim.
- anla
- {f} understood
Read such books as can be easily understood.
-Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.
Only a few people understood me.
-Sadece birkaç kişi beni anladı.
- anla
- make sense of
I was trying to make sense of what had happened.
-Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Can you make sense of what the writer is saying?
-Yazarın söylediklerine anlam verebiliyor musun?
- anla
- latch onto
- anla
- latch on
- anla
- got it
I got it, so no bullshit, okay?
-Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
Tom got it wrong, didn't he?
-Tom onu yanlış anladı, değil mi?
- anla
- understand
No one understands me.
-Hiç kimse beni anlamıyor.
I do not understand you.
-Siz insanları anlamıyorum.
- anla
- comprehend
The professor was unable to comprehend what I meant.
-Profesör ne demek istediğimi anlayamadı.
I can't even begin to comprehend why somebody would do something like this.
-Birinin neden böyle bir şey yapacağını anlamaya bile başlayamıyorum.
- anla
- {f} tumble
- anla
- {f} finding out
I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
-Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- anla
- catch on
Being a foreigner, I couldn't catch on to the joke.
-Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.
He does not seem to be able to catch on to what she is saying.
-O onun ne söylediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.
- anla
- figure out
I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
-Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.
Can you figure out why the boss is so unfriendly this week?
-Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?
- anla
- apprehend
- anla
- made out
- şaraptan anlayan kimse
- gourmet
- anla
- (Biyoloji) acclaim">(Biyoloji) acclaim
- geç anlayan
- slow
- geç anlayan
- slow-witted
- geç anlayan kimse
- second rater
- halden anlayan
- sympathetic
- halden anlayan
- large-hearted
- halden anlayan
- sensible
- halden anlayan
- understanding
- halden anlayan adam
- man of the world
- iyi anlayan
- select
- leb demeden leblebiyi anlayan
- nimble witted
- leb demeden leblebiyi anlayan
- quick on the draw
- söz anlayan beri gelsin
- (Konuşma Dili) None of you understand me
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.